Rüzgar Hızı: Basitçe, esen rüzgarın hızıdır.
Yer Hızı: Hava aracı hızının yere göre olan hızıdır.
Hava Hızı: Hava akımının kanat yapısı üzerindeki hızıdır.
Bunlar Resim 1`de açıklanmıştır. (Hızların karşılaştırılmalı örnekleri)
- Pilot şişmiş bir kanatla tepenin üstünde duruyor. Burada rüzgar hızı 10 km, hava hızı 10 km., yer hızı 0 km.`dir.
- Pilot uçuşta. Rüzgar hızı yine 10 km., eğer rüzgara doğru uçuluyorsa hava hızı 25 km. yer hızı ise 15 km. olur.
- Pilot burada 20 km. hızdaki rüzgara girdi. Kendi hava hızı25 km.`dir. Yer hızı 5 km.`ye düşmüştür.
- Pilot arka rüzgarı aldığı zaman hava hızı değişmez, rüzgar hızı yine 20 km.`dir. Yer hızı ise 45 km. olmuştur.
Dördüncü durumda 180 derece dönmekle birkaç saniye içinde yer hızı 5 km.`den 45 km.`ye çıkmıştır. Hızdaki bu ani yükseliş pilotu şaşırtabilir. Pilot buna hazırlıklı değilse yamaca doğru hızla hareket ettiğinin farkına varmalıdır. Yamaca yakın uçuluyorsa ve bu hızda fren yapılırsa kanat kolaylıkla stola girebilir, kontrol kaybedilip yamaca çarpma durumuyla karşı karşıya kalınabilir. Bunun sonucunda ise istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bu tür hatalara düşmemek pilotun elindedir. Özellikle neler olabileceğini önceden bilmek gerekir. Daha sonra yer hızına göre değil hava hızına göre hareket etmek gerekir. Pilot hava hızını yüzüyle hissedebilir. Böylece pozisyon ve yön rahatlıkla kontrol edilir.
Resim 1
Rüzgar Yönü Tahmini
Uçuşlar sırasında rüzgarın yönünü ve şiddetini anlamanın bir çok yolu vardır. Bunlar;
- Rüzgar tulumuna (winsak) bakarak. Rüzgar tulumunun şişme oranından rüzgarın şiddeti ve yönü anlaşılır.
- Yer ekibinin yere sereceği kırmızı panolara bakarak. Panoların "T" şeklinde serilmesinden rüzgarın sadece yönü anlaşılır.
- Ağaçlara bakarak. Ağaçların yatışlarına göre rüzgarın şiddeti ve ve yönü hakkında fikir edinilebilir.
- Bacalardan veya herhangi bir yerden yükselen dumanlara bakarak. Çıkan dumanın gidiş ve yatış miktarından rüzgarın yönü ve şiddeti tahmin edilebilir.
- Daha önce iniş yapanlara veya yapacaklara bakarak. Bunların yere iniş hızları ve sağa sola kayış durumlarından rüzgarın yönü tahmin edilebilir.
S Çizerek İniş Yapmak
Resim 1
Seyrüsefer
Seyrüsefer, bir kalkış bölgesinden planlanan başka bir nokta ya da bölgeye yükselen hava akımlarını kullanarak uçmaktır. Bu bazen mahalli uçuş sahasına geri dönüşü de kapsayabilir. Seyrüsefer uçuşu, kaldırıcı ve bastırıcı bölgeler içinde uygun manevralar yapabilmeyi ve her çeşit kaldırıcı kuvveti bulmayı gerektirir.
Seyrüsefer uçuşlarında pilotların aerodinamik, meteoroloji, hava trafik kuralları ve hava sahası konularında tam bir bilgiye sahip olmaları gerekir. Ayrıca pilotların planlanmış uçuşa göre ve o anda mevcut veya mümkün olabilecek koşullara uygun olarak elbise, yardımcı ve ilkyardım paketi gibi uygun ekipmanı seçebilmenin yani sıra, ıssız ve zor bir araziye iniş yapma ve yaralanma gibi beklenmedik durumlarda kullanılacak telsiz haberleşmesi ve bu gibi seçimleri organize edebilmesi şarttır.
Sürüklenme
Sürüklenme bizi geriye doğru çeken kuvvet yani uçuş sırasında ilerlerken havanın oluşturduğu dirençtir. İki kısımda incelenir.
Parazit Sürükleme
Sürtünme herhangi bir yüzey yada engeller tarafından oluşabilir. Hava içinde daha fazla uçuş daha fazla parazit sürükleme meydana getirir. Hızı iki kat arttırmak sürüklemeyi dört kata çıkartır. Parazit sürükleme de kendi içinde yüzey sürtünmesi ve şekil sürüklemesi olarak ikiye ayrılır. Yüzey sürtünme sınır tabakasında meydana gelir. Hava ve hareket halinde ki kısmın yüzeyinin sürtünme ve birbirine etki etmenlerinden doğar. Yüzeyin kaygan ya da pürüzlü oluşu bunu etkiler.
Şekil sürükleme ise hava akımının bozulması ve anaforlaşmasından ortaya çıkar.
Emme Sürüklenmesi
Şişmiş kanatın hareketi havanın durumunu bozar ve emme sürükleme yaratır. Her zaman emme sürükleme ön kenarda az da olsa bulunur. En fazla kanat uçlarında oluşur. Kanat üzerinde ki alçak basınç alanı alttaki yüksek basınca göre daha fazla hava çeker fakat kanat uçlarında hava daha kolay akım oluşturur ve arka kenarda anaforlar oluşur.
Resim 1 Kanat uçlarındaki basınç ve anafor
Kanat uçlarında alt ve üst yüzey arasında ki basınç farklılığı arka taraftaki havanın kanat çevresinde dönmesiyle eşitlenmektedir. Yamaç paraşütü ileri doğru giderken kanat uçlarında anaforlar oluşturur bu emme sürüklemenin en önemli sebebidir
Kanat uçlarında kulaklar gibi bazı dizayn özelliklerinin görevi bu problemi en aza indirmeye çalışmaktır. Yüksek açıklık oranı olan kanatlarda nispeten daha küçük alanlı kanatlar kullanılarak bu sorun azaltılmıştır(yelken kanat ve sörflerde de bu yöntem kullanılmıştır).
Emme sürükleme hızla birlikte azalır, dolayısıyla parazit ve emme sürüklemenin toplamı en ideal noktaya gelir. Bu nokta aynı zamanda süzülme oranının en iyi olduğu hızdır.
Resim 1
Ters Kalkış Yöntemi
Ters kalkış sabit pozisyonda yapılan ve pilotun (sırt yamaca, yüz kubbeye dönük durumda) öne doğru hareket etmesini fazla gerektirmeyen bir kalkış yöntemidir. Daha çok rüzgârlı havalarda uygulanır. Bu yöntemde uçup uçmamayla ilgili kararınızı vermeden önce şişmiş kubbeyi kontrol etmek için daha çok zaman bulursunuz. Ayrıca kubbeyi baş üzerine getirme sırasında herhangi bir kapanma kayma olayı ile karşılaştığınızda kubbeyi düzeltme ve durumunu ayarlama işlemini düz kalkışa göre çok daha kolay yaparsınız.
Ters kalkışın bir başka avantajı da, güçlü rüzgârlarda pilota kanadı tek başına idare edebilme imkânı sağlamasıdır. Bununla birlikte, güçlü rüzgârlarda pilota kanadı kontrol edebilme deneyiminden emin değilseniz, başka bir pilottan sizi tutmasını ve kubbeyi şişirirken size yardım etmesini istemeniz akıllıca bir davranış olacaktır.
Hazırlık
- Uçuş öncesi kontrollerinizi ve hazırlıklarınızı yapın. Çevrenizdeki alanın geniş ve düzgün olduğundan, kuşamın (harnes) vücudunuza göre ayarlandığından emin olun.
- Kubbeyi, hücum kenarı rüzgâra bakacak şekilde arkaya doğru kavis vererek düz bir şekilde serin.
- Yüzünüz kubbeye bakacak şekilde rüzgârı arkanıza alın. Bunu yapmak için taşıyıcı kolonları başınızın üzerine alarak dönün. Bu pozisyonda kolonların üst üste ve çapraz bir şekilde durması gereklidir.
- Çapraz duran taşıyıcı kolonların durumunu dikkatli bir şekilde inceleyin. Ters kalkış çalışmasının başlangıcından itibaren dönüş yapacağınız yönü belirleyin ve bunu alışkanlık edinin. Her seferinde aynı yolu izlemeniz hataya düşme olasılığınızı oldukça azaltacaktır. Ayrıca dönüş sırasında hangi kolonun üstte olduğunu görmeye çalışmak ve kontrol etmek son anda olabilecek unutkanlığı da önleyecektir.
- Fren iplerini, en az 1 metre kendinize çektikten sonra tutun. Bunu yaparken kollarınızı çapraz hale getirmeyin, yalnızca elinizle tuttuğunuz tarafı kontrol eden fren ipini alın. Bu pozisyonda diğer iplerin hiçbirinde gerilme olmamalıdır.
- Her zaman eldiven kullanın. Fren iplerini kimi zaman şıkşıkların üzerinden, yani iplerden tutmak zorunda kalabilirsiniz. Bu arada çıkabilecek ani bir rüzgâr, ellerinizin ipler nedeniyle sürtünmeden dolayı yanmasına ve çok büyük bir acı duymanıza neden olabilir. Bu nedenle her uçuşta eldiven kullanmayı alışkanlık haline getirin.
- Fren iplerini bırakmadan, buna bağlı ön kolonları da (A) rabıt halkalarının altından tutun.
- Ayaklarınızın pozisyonunu kontrol edin. Dengeyi koruyabilmek için bir ayak önde, diğeri geride olmalıdır.
- Ön kolonları kontrollü bir şekilde çekerek karşınızda bir "duvar" oluşturmak üzere bölmeleri (selleri) şişirin; eğer kubbe her iki yönde eşit değilse ya da çok yüksekte olmasından dolayı erken havalanmaya yeltenirse, kubbenin şeklini değiştirin veya fren ipleri yardımıyla arka kenarları çekerek her iki tarafı eşitleyin. Eğer bu işlemi hızlı yapmanız gerekirse aynı zamanda kubbeye doğru yürüyün. İdeal olarak kubbenin merkezi (ortası) kulaklardan daha yüksek olmalıdır. Bu yüksekliğin oranı rüzgârın gücüne göre değişiklik gösterir. Kuvvetli rüzgârda 40–50 cm` lik bir fark yeterliyken hafif rüzgârda bunun daha fazla olması gereklidir.
- Rüzgârın durumuna göre kubbe eşit olarak dolana kadar yukarıdaki işlemleri tekrarlayın. Eğer kubbenin her hangi bir yerinde çökme, kapanma görülüyorsa bu, rüzgârın o yönden geldiğini gösterir. Bu durumda yönünüzü birkaç derece değiştirecek kubbenin rüzgârı tam karşıdan almasını sağlayın.
- Her şey yolunda gidiyorsa artık kubbeyi tamamen şişirebilirsiniz. Bunun için ön kolonları eşit ve kontrollü bir şekilde çekin, ancak bu arada dengenize de dikkat edin.Kubbe başınızın üzerine geldikten sonra kolonları bırakıp fren ipleriyle düzeltmelerinizi yapın.. Kanadın performansına göre bu düzeltmelerin şekli ve oranı değişebilir. Bazı modellerin istikrara kavuşturulmasında küçük kumandalar yeterli olurken, bazılarında çok fazla uğraşmak gerekebilir.
- Kubbe tepenizde istikrara kavuştuktan sonra tam bir şişme ile iplerin düzgün olup olmadığını kontrol edin.
- Bütün bu kontrollerden sonra derhal dönüp kalkış yapabilirsiniz ya da rüzgârı hissederken yüzünüz kubbeye dönük olarak kalabilirsiniz veya dönmek ve kalkış yapmak için uygun bir fırsatı bekleyebilirsiniz. Ayrıca bu pozisyonda kanadı uçarken yaptığınız gibi idare edebilirsiniz. Ancak her durumda kalkıştan önce trafik olup olmadığını kontrol etmek üzere omzunuzun üzerinden çevreye bakın.
- Yüzünüzü rüzgâra çevirin. Bunu yaparken kubbedeki basıncı düşürmemeye çalışın.Bu aşamada dönüş yaparken geriye doğru sendeleyerek yere yıkılmak oldukça sık rastlanan bir olaydır.Burada etkili yöntemlerden biri; dönerken, bir bacakla (tek hareketle) arkanıza doğru ulaşmaya çalışmaktır.Böylece hareketinizin rüzgara doğru sabit bir konumda olmasını sağlayabilirsiniz. Dönmeden önce kolonları frenleri yeniden kontrol etmeyi de mutlaka alışkanlık haline getirin.
- Tepenin hemen ucundan ayrılırken, fren iplerine düzgün ve eşit bir şekilde basınç uygulayarak kubbeyi tok tutun.
- Eğer yanlış tarafa dönüş yaparsanız kolonlarda 360 derecelik bir dolanma olduğunu görebilirsiniz. Bu durumda hala yerdeyseniz hemen diğer tarafa dönerek düzeltmenizi yapın. Eğer havalanmışsanız (yamaçlarda mümkündür) hiç telaşa kapılmayın ve tepeden uzaklaşana kadar yerde yaptığınız gibi frenlerle kontrolünüze devam edin. Kısa bir süre sonra kolonlardaki dolanma kendiliğinden düzelecektir. Bunu hızlandırmak için siz de kendinizi dönülecek yöne doğru savurabilirsiniz